3 Şubat 2012 Cuma

Mutluluğun tarifi çikolata,adresi Cafe Fernando...

"30 kişiyle paylaşılan elektrikli bir ocaktan ibaret yurt mutfağında yapılan makarna ve omletlerle" başlayan yemek serüveninin dünyada en iyi 50 yemek blogu arasına giren bir siteye nasıl dönüştüğünü bilmek ister misiniz? O zaman sizi cafefernando.com 'a davet ediyorum. Sitenin ve dolayısı ile enfes tariflerin sahibi Cenk Sönmezsoy sitedeki "hakkımda" kısmında bu serüveni ve kendisini en yalın,en güzel şekliyle anlatmış.




Gezi günlükleri ve tarifler kadar güzel fotoğraflar Cafe Fernando'nun sadece bir yemek blogu olmadığının, dolayısı ile Cenk Sönmezsoy'un çok yönlü bir insan olduğunun göstergesi niteliğinde.



Tarifler kısmında "vegan" bölümünün olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.


Sonuç olarak Cafe Fernando'da görsel doyumu da beraberinde sunan leziz bir yemek yolculuğu sizleri bekliyor.

22 Ocak 2011 Cumartesi

littleBIGplanet


"Kendine özgü, sıradışı, eğlenceli ve yaratıcı, Littlebigplanet'ı anlatmak istediğimde aklıma ilk gelen kelimeler bunlar oldu."

"Oyunlardaki yaratıcılığın bittiğini, oyunların birbirinin kopyası olduğunu düşünüyorsanız Littlebigplanet'ın kendine özgü yaratıcı dünyasını mutlaka tatmalısınız."

Bunlar oyunla ilgili yazılmış yüzlerce makaleden alınmış birkaç cümle sadece. Ama ben de cümlelerimi farklı kelimeler üzerine kurmayacağım. Sıradışı, yaratıcı, eğlenceli... Sadece bir oyun olmaktan öte bir dünyaya götürüyor sizi Littlebigplanet'ın saygıdeğer yaratıcıları.

Oyunun ana karakterinin adı "Sackboy". Kendisini ilerlediğiniz levellardan kazandığınız (ya da satın aldığınız) kıyafetlerle istediğiniz stile sokabiliyorsunuz. Ayrıca yüzüne kızgın, mutlu, kaygılı gibi ifadeler verebiliyorsunuz. Zaten daha oyuna başlamadan Sackboy sizi kendine aşık ediyor.. : )
Oyunda Sackboy haricinde de karakterler var. Her bölümde ayrı bir karakter size oyun boyunca eşlik ediyor. Ama oyunun en güzel kısmını henüz anlatmadım; Littlebigplanet oyununda oynadığınız oyunların sınırı yok! Çünkü kendi oynunuzu yaratabiliyor, başkalarıyla paylaşabiliyor, aynı şekilde başkalarının yarattığı oyunları oynayabiliyorsunuz. Ki oyunlarınızı yaratırken sınırınız sadece hayalgücünüz. Çünkü kesiyor, ekliyor, çıkarıyor kısacası hayalinizde canlandırdığınız ve yaratabildiğiniz herşeyi yapabiliyorsunuz. Paylaşılan oyunları gezerken birisinin kendi evinin bölümlerini oyun haline getirdiğine rastladım.. Önce banyoda kocaman bir havluyla savaşıyor sonra yatak odasındaki yatakta zıplıyorsunuz.

Kısacası Littlebigplanet görmüş olduğum en şaşırtıcı ve yaratıcı oyun olarak karşımıza çıkıyor.








24 Nisan 2009 Cuma

Dress Me Up!

Zamanında benim hayatımda hiçbişeyden almadığım kadar keyif aldığım karton bebeklerimiz ; o bebeklerimize kitapçıklardan kesip giydirdiğimiz kıyafetler, bizim saf ve aptal çocukluğumuzu tahttan indiren hazımsız ve tatminsiz yeni çocukların eline geçmiş. Geçmiş diyorum çünkü o kes-giydir oyunlarına olan özlemim beni haberim olmayan bir dünyanın içine sürükledi. Zamanla en yakın arkadaşımıza dönüşen karton bebeklerimiz sanal modellere; özene bezene kesip, giydirirken uçlarını kıvırdığımız kağıt elbiseler mouse ile sürükleyip bırakılınca modelin üzerine oturuveren giysilere dönüşmüş.
Eleştirel yaklaşımım yanıltmamalı, internette yüzlerce sitede mevcut olan dress up oyunlarını oynarken bu aralar hiç eğlenmediğim kadar eğlendim. Hatta hayatımda beni en mutsuz eden "ne giysem" sorusuna cevap olabilecek kadar geniş bir dünyanın içinde kayboldum denebilir.

Küçükken karton bebeklerine isim koyacak kadar ileri gitmiş benim gibi hayalperest olan herkesin bu tatlı keşife çıkması gerekir. Tabi bu keşif yeni bir giysi kitapçığı aldığımda bebeğime "bak yeni kıyafetlerin geldi" diyerek hevesle ucu yuvarlak kağıt makasımı elime almam kadar mutlu etmeyecek..

14 Nisan 2009 Salı

Rei Kawakubo

Rei Kawakubo, Japonyalı bir moda tasarımcısı. 1942 yılında Tokyo' da doğmuş, 1973 'te Comme des Garçons ismiyle kendi şirketini kurmuş. Aslen eğitimini edebiyat üzerine yapan Rei, bir tekstil firmasına girmesi ile moda hayatına atılır ve freelance stilist olarak çalışmaya başlar. 1978' de koleksiyonuna erkekler için de kısım ekler. 1980' de Paris'e yerleşerek Comme des Garçons' u tüm dünyaya tanıtmış olur.

Hala Comme des Garçons markasının başında olmasına rağmen Rei, biraz kabuğuna çekilip işi baş tasarımcısı Junya Watanabe' ye bırakmıştır. Fransızca tercümesi "erkek gibi" olan Comme des Garçons, kadınların çekici olmak için saten kumaşlara, renkli ve seksi kıyafetlere ihtiyacı olmadığını kanıtlamıştır.

Junya, ilkbahar/yaz 2009 koleksiyonundaki renkli kıyafetlerini, çiçekli şapkalarını bir kenara bırakmış ve Sonbahar 2009'da siyahın hakimiyetinin sürdüğü bir koleksiyonla karşımıza çıkmış; ayrıca koleksiyonunda kullandığı elyaf ve sentetik kumaşlarla da muhteşem tasarımların yaratılabileceğini ortaya koymuştur.














Junya' nın bana göre en büyük başarısı ise ilki 2004' te Berlin' de açılan "Guerrilla" olarak isimlendirilen mağazaları. Bu mağazalar çeşitli ülkelerin moda konusunda revaçta olan muhitlerinde bir sene boyunca açık kalıyorlar. Comme des Garçons markası böylece modaseverlere en minimal şekliyle ulaşmış oluyor.


Tasarım stüdyosu Aoyama, Tokyo'da bulunan ve dünyanın tüm moda merkezlerinde mağazaları olan Comme des Garçons tasarımları Japonya, Fransa ve Türkiye' de üretilmekte...

12 Nisan 2009 Pazar

Bakılmalı

Tahminimce benim gibi Çin'e hayranlık duyan sevgili Paul Budnitz' in, oradaki oyuncak fabrikalarını gezip ilgisini çeken oyuncakları mağazasında satmaya başlamasıyla başlayan güzel yolculuğu www.kidrobot.com sitesi ile son buluyor. Aslında pek son buluyor denemez, çünkü New York, San Francisco, Los Angeles, Miami ve Toronto olmak üzere 5 şehirde mağazaları mevcut. Tasarımcıların oyuncakları arasında Paul Budnitz' in imzası olanlar da var tabi.

Ayrıca Toronto' da "Kidrobot Room" olarak isimlendirilen sergi odası beni benden aldı.

Her ne kadar ben sadece oyuncaklardan bahsetmiş olsam da sitede tshirtlerden anahtarlıklara, gözlüklerden çantalara uzanan bir ürün yelpazesi var. En güzel kısmı ise gönderim ücretleri benim biraz dudağımı uçuklatmış olsa da Türkiye' nin de listelerinde bulunması. Tabi sitede mağaza görüntülerine biraz göz atınca internetten alışveriş yapmanın zevki bir çıt kaçmış oluyor. Gene de güzel alışveriş sitesi ve sevimli oyuncakları için Paul Budnitz' e teşekkür ederiz...